top of page

Görünmez el ve borsa

  • Yazarın fotoğrafı: Erol Polat
    Erol Polat
  • 19 Nis 2024
  • 3 dakikada okunur

En son borsa, görünmez elin en açık çalıştığı yer demiştim. Nedir bu görünmez el? Açık açık çalışıyorsa biz niye görmüyoruz? 😁


Görünmez el, iktisat derslerinde öğrendiğimiz modern ekonomi teorisinin baş aktörlerinden biri olan Adam Smith’in ortaya attığı, insan psikolojisi ile ekonomiyi birbirine bağlayan çok kritik bir kavram.


Adam Smith; İskoçyalı bir ekonomist, ahlak filozofu ve 18. yüzyıl İskoç aydınlanmasının önemli bir figürlerinden biri. 1776 yılında yayınladığı "Ulusların Zenginliği" adlı eserinde, görünmez el kavramını ortaya atar.


Smith’e göre kendi çıkarlarını gözetmeye çalışan bireyler, toplumun genel refahını da artırmış olur. Görünmez el; bireylerin kendi çıkarlarını gözetmesi sonucunda, planlama veya koordinasyon olmadan da arz ve talep dengesinin sağlanmasını ifade eder.


Şimdi gelelim borsada bu teorinin nasıl işlediğine.


Borsa, Smith'in görünmez el kavramının en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir. Yatırımcılar, kendi çıkarlarını gözeterek hisse senedi alıp satarken, bu eylemleriyle arz ve talep dengesini ve dolayısıyla hisse fiyatlarını etkilerler.


Hisse fiyatlarını çizgiler çizip, türlü türlü analizler yapıp tahmin etmeye çalışıyoruz ya. İşte bu çaba insanoğlunun irrasyonelliğini göz ardı ediyor. Siz istediğiniz kadar teknik / temel analiz yapın hiçbir zaman yüzde yüz başarılı olamayacaksınız. Çünkü teori rasyoneldir ama görünmez el sandığınızdan daha irrasyonel olabilir.


Özellikle sosyal medya sayesinde bilginin çok hızlı yayıldığını ve kolaylıkla manipüle edilebildiğini de düşünürsek, halka arzların yoğunlaştığı dönemlerde X, Facebook ve Telegram grupları mantar gibi çoğalıyor ve insanları istedikleri yöne doğru güdüyorlar. Hisse fiyatlarındaki artışı gören de “hani bana hani bana” diyerek daha neye yatırım yaptığını anlamadan riskli yatırımlara girişiyor. Yatırım yapıldıkça talep artıyor, talep arttıkça fiyatlar yükseliyor, fiyatlar yükseldikçe de yatırımcı sayısı artıyor… Ama bu yükseliş temeli olmayan bir yükseliş ve hemen hemen her zaman ciddi bir düşüşle sonlanıyor.


Bu durumun en iyi örneklerini halka arzlarda yaşıyoruz. Yatırımla ciddi olarak ilgilenmeye başladığımda, 2010-2015 yılları arasında Türkiye'de toplam 177 şirket halka arz oldu. Bu şirketlerin 106'sı ilk defa halka arz oldu, 71'i ise daha önce halka arz edilmiş ancak halka açıklık oranı %50'nin altında olan şirketleri temsil ediyordu.


Bu dönemde halka arz edilen şirketlerin büyük çoğunluğu perakende, enerji, inşaat ve sağlık sektörlerinde yer aldı. Halka arz edilen şirketlerin toplam değeri ise 30 milyar TL'yi aştı.

2010-2015 yılları arasında halka arz olan şirketlerin performanslarını incelediğimizde, %80’nin ilk 30 günlük fiyat performanslarının ortalamasının pozitif olduğu görülüyor.


Bu dönemde halka arz edilen şirketlerin uzun vadeli performansları incelediğimizde ise daha dağınık bir tablo ortaya çıkıyor. Bazı şirketlerin hisse senedi fiyatları, halka arz sonrası önemli değer kazanırken, bazı şirketlerin hisse senedi fiyatları ise değer kaybetti. 2010-2015 yılları arasında Türkiye'de ilk defa halka arz olan toplam 106 şirketin 51'i olumlu (enflasyonun bir puan üstü getiri sağlayanları da dahil ediyorum), 42'si (%40’ı) enflasyon altında performans gösterdi. 14 şirket ise iflas etti!


Bu dönemde ben de halka arzların bazılarına katılmıştım. Trendden faydalanmamak aptallık olur. Öte yandan, yatırım yaparken akıntıya kapılıp gitmekle, akıntının gücünü lehine kullanabilmek tamamen farklı şeyler.


Fiyatların neden düştüğünü ve yükseldiğini anlamak, borsada işlem yapmak isteyenler için önemlidir.


Benim basit bir kuralım var: Bir yatırımı tercih ederken tek motivasyonum eğer “herkes yapıyor” ise o yatırımı yapmıyorum. İyi yatırım için her zaman kendinize dürüst olmanız lazım. Umarım yazılarım bu konuda biraz yardımcı oluyordur 😊


Görünmez El ve Borsa ilişkisine dair akademik Çalışmaları merak edenler şu kaynaklara bakabilir:

  • "The Invisible Hand in the Stock Market" by Eugene Fama (1970)

  • "The Market for Corporate Control and the Role of the Invisible Hand" by Michael Jensen and Richard Ruback (1983)

  • "The Invisible Hand and the Evolution of Market Institutions" by Avner Greif (2006)

 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Beğenin, paylaşın ve hep yatırımda kalın 🖖

 
 
 

Comments


©2024, Her gün Yatırım Düşünüyorum.

bottom of page