top of page

Gel Vatandaş, yatırımda damping burada!

  • Yazarın fotoğrafı: Erol Polat
    Erol Polat
  • 28 Mar 2024
  • 2 dakikada okunur

Bir önceki yazımda olumsuz haberleri zihnimizin neden daha çekici bulduğunu anlatmıştım. Bunun yanı sıra, zihnimiz bir beklentiye girdiğinde, o beklentiyi doğrulayan bilgileri pek de sorgulamadan doğru kabul etme huyu var. Bir şeyin gerçek olmasını ne kadar çok isterseniz, o şeyin gerçek olma olasılığını tasdikleyen, hatta abartan anlatılara inanma olasılığınız da o denli artar.


“Şu hisseyi alın, bu halka arza girin, her şeyi satın uranyuma girin, paranız 10’a katlanacak” gibi sözler ne kadar çok ilgi uyandırıyor değil mi? Bir ihtimalin gerçekleşmesi hayatınızı değiştirecekse, “her ihtimale karşı” diyerek ilgi göstermek çok da saçma değil.

Yatırım bazen ekstrem ödül fırsatları sunabilir. İnsanlar finansal şarlatanlığa birçok başka şeyden daha çok inanır, çünkü doğru tahminin ödülü çok büyük olabilir.


Ülkemizde her 5 senede bir olan Çiftlikbank ve muadili, "yatırımda damping" olayları ele alalım. Olayı bir hatırlayalım adamın biri çıkıp mobil bir çiftlik oyununda satın alınan ve beslenen hayvanların Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde kurulan çiftliklerde üretim için kullanılacağını vaadetmişti.. Bu çiftliklerde üretildiği ileri sürülen ürünlerin de şirketin bayilerinde satılacağını ve kâr paylarının dağıtılacağını anlatılmıştı. Sistemdeki insan sayısı arttıkça kâr payı ödemeleri aksamaya başladı. Meşhur Kombassan, Jetpa, Yimpaş, Caprice Gold örneklerinden pek farkı yoktu, devremülk yerine kavurma 😊


Ya da futbolcuların geçenlerde basına yansıyan olayı, getirilerin nasıl elde edildiği konusunda fazla bilgi vermeden, “sen paranı bana getir, dolar bazında hiç kimsenin kazanamadığı getiriyi elde et” demek yeterli olmuş.


Geriye dönüp bakıldığında bu gibi olayların birer Ponzi şeması olduğunu anlamak çok da zor değil. Bu tarz yapıların kurucuları iyi bir hikâye anlattılar ve insanlar o hikâyeye inanmak istedi.


Tabii bunlar uç örnekler, insanların hayalperest sayılabilecek senaryolara dahi nasıl da kolay inandığını göstermek için kullandım. Ama örnekler illa bu kadar uçuk olmak zorunda değil. Piyasaların değişmez kuralı, paranın olabildiğince büyük getiri peşinde koşmasıdır, bu nedenle de bir varlığın değeri bir süredir tutarlı bir şekilde yükseliyorsa yani bir momentumu varsa, yükselmeye devam edeceğini varsaymak normaldir.


Bir varlığın momentumu kısa vadede büyük bir getiri potansiyeli yarattığında insanların oturup sabırla izlemektense bu harekete dahil olmaları normal değil mi? Öte yandan yüksek getiri peşinde bilinçsizce yatırım yapıp, rasyonelden uzaklaştıkça balonlar oluşur. Piyasalarda balonların oluşumu birden fazla değişkenin etkisine bağlı elbette ama açgözlülük duygusunun en önemli sebeplerden biri olduğu aşikâr.


2008’de Amerika’daki emlak balonun patlaması da bu duruma iyi bir örnek. Balon patlamadan önce emlak fiyatları öyle hızlı yükseliyordu ki insanlar bu momentumdan fayda elde etmek için ödeyemeyecekleri borçların altına girerek ihtiyaçları olmayan konutlar almaya başladılar. Sonrası tarih, tüm dünya olarak 2008 krizini yaşadık, bence kapitalist sistemin aldığı bu yara halen kapanabilmiş değil…Aşağıdaki Stanford Üniversitesi Finansal Kriz Araştırma Komisyonu (FCIC) tarafından hazırlanan rapordan aldığım grafik aydınlatıcı olacaktır 😉


2008 Konut Balonu

Uzun lafın kısası: “Dolar 60 TL olacak” yazımla bu yazıyı birleştirdiğinizde, vermek istediğim mesaj şu: Yatırım yaparken iki duygudan kaçınmamız lazım, açgözlülük ve korku. Eğer ki yatırım yapma motivasyonunuzun ardında bu duygular yatıyorsa hata yapma ihtimaliniz oldukça yüksek.

 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Beğenin, paylaşın ve hep yatırımda kalın 🖖


Not: Kapak fotoğrafında sol baştan sırasıyla, Banker Kastelli, Sülün Osman, Jet Fadıl, Selçuk Parsadan

 
 
 

Commentaires


©2024, Her gün Yatırım Düşünüyorum.

bottom of page